Kızkalesi, tarih içinde Selevkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Ermeniler, Fransızlar (Kıbrıs Krallığı), Karamanlılar ve Osmanlıların hâkimiyetinde kalmış önemli bir yerleşim bölgesidir. MÖ 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Ünlü tarihçi Herodot, bu şehri Georges adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar. Bizans döneminde Arap saldırılarına karşı çevresi surlarla çevrilmiştir.
Zeynel Bey Türbesi, 1462-1482 yılları arasında Akkoyunlu hükümdarı olan Uzun Hasan’ın, Otlukbeli Savaşı’nda ölen oğlu Zeynel Bey adına yapılmıştır. Türbe, göz alıcı renklere sahip gövde süslemesi ile dikkat çekmektedir. Külliye 3 medrese, 1 imaret, 1 türbe, 1 han ve Dicle Nehri kenarına yapılmış 1 hamamdan oluşmaktadır.
2. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılmıştır. Yapılan eklentilerle Adana Kalesi’ne birleştirilen köprü, döneminin ticaret yollarını birbirine bağlayan önemli bir yapıdır. 319 metre uzunluğunda ve 13 metre yüksekliğindeki köprünün 21 kemeri bulunmaktadır. Ortadaki büyük kemerin üzerinde iki aslan kabartması yer almaktadır. Bugün bu kemerlerden yalnızca 14 tanesi ayaktadır.
1322 yılında inşa edilen türbe, Kırşehir’dedir. Eretna Beyliği dönemine aittir. Kesme taştan yapılmıştır; Orta Asya etkileri taşır. Türk dili üzerine araştırmalarıyla bilinen mutasavvıf ve halk şairi Âşık Paşa adına yapılmıştır. İstiridye kabuğu şeklindeki taç kapı, güzelliyle dikkat çeker.
Akkoyunlular dönemi eseridir. Kümbet, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın torunu Rüstem Beyin oğlu Emir Bayındır (ö. 1481) adına eşi Şah Selime Hatun tarafından yaptırılmıştır. Halk arasında “Parmaklı Kümbet” de denilir. “Babacan” adlı Ahlatlı bir ustaya yaptırılmıştır. Kümbet, tonozlu ve sütunlu yapısı ile Anadolu’daki diğer kümbetlerden ayrılmaktadır.
Üç büyük dinin de kutsal mekânı olan Şanlıurfa’dadır. Zeliha Gölü adıyla anılan ve balıkları da kutsal sayılan Ayn-ı Zeliha Gölü’nün yanındaki Halilürrahman Camii, 1211 yılında kesme taştan inşa edilmiştir. Selahaddin Eyyubi’nin yeğeni Melik Eşref Muzaffereddin Musa tarafından yaptırılmıştır.
Diyarbakır Surları üzerinde Harput Kapısı ile Mardin Kapısı’nı birleştiren eksenin batısında yer alan cami, Anadolu’daki en eski camidir. Duvarlarında bulunan Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerinden kalma 20 kadar yazıttan bu dönemlerde onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Diyarbakır Ulu Camii, İslam Dünyası’nda 5. Harem-i Şerif olarak bilinmektedir.
1421 yılında, Bursa Yeşil Camii’nin yanında yapılmıştır. I. Mehmed Çelebi, 1421 yılında, türbeyi yaptırdıktan 40 gün sonra vefat etmiştir. Türbede 8 sanduka bulunmaktadır. Sandukanın üzerinde altın yaldızla yazılmış bir kitabe yer alır.
Bursa’nın en büyük camisi olan eser, 1400 yılında ibadete açılmıştır. Yıldırım Bayezid tarafından Niğbolu Zaferi sonrası, savaşın geliriyle halka armağan olarak inşa edilmiştir. Mevlid-i Şerif’in yazarı Süleyman Çelebi, ömrü boyunca bu camide imamlık yapmıştır. Cami, ceviz oyma minberi ve hat levhalarıyla ünlüdür.
Bursa’da kaldığı dönemde fırında somun pişirip halka ücretsiz dağıttığı için Somuncu Baba olarak anılan zat, 1412 yılında Darende’de vefat etmiştir. Kabri buradadır. Türbe kısmı caminin içinde kalmıştır. Türbede Şeyh Hamid-i Veli ve oğlu Halil Taybi yatmaktadır. Cami içindeki türbenin hemen arkasında bulunan kayadan çıkan memba suyu aynı kaya oyulup, kanalla kapı girişinin sağındaki doğal şadırvana aktarılmış ve abdest almak için kullanılmaktadır.
Selçuk’ta Artemis Tapınağı ile Hristiyan kilisesi Saint Jean arasındadır. 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mimar Şamlı Ali’nin eseridir. Yamaçta konumlandırılan caminin iki giriş kapısı batı ve doğu tarafındadır. Batı kapısı yazılar ve geometrik şekillerle süslüdür. Batı yönündeki duvarlar mermerle kaplı, diğer cepheler ise kesme taştandır.
İbrahim Hakkı Hazretleri, hocası vefat edince onun için bir türbe yaptırmış ve ayak ucuna defnedilmeyi de vasiyet etmiştir. Türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki küçük oda ve bir hol ile sekiz köşeli ve 10 metre yüksekliğinde bir kuleden oluşmaktadır.